Başlangıç güzeldi,
Rastlantı ayarındaydı sonbahara çalan gönül.
Habercisi olan yaşlardı
Çekilecek acıların tellalıydı,
Yüzlerde tebessümü sahte sözlere
Gözlerdeki nazarı bırakan.
Hatırladığım,
Ondan başka hiç olmayan bir kimse!
Sondan başa azalan hüzünlü neşeydi,
Ayların birbirini kovaladığı
Yayların okla yakınlığı kadar
Gün döküldü,
Gül sülündü gözlerdeki hüzün gecelerinde.
Denemeden bilinmeyeni beklemek
Acıların saflarında,
Gereklimiydi sonu başlangıçda belli olan
Tekrarı kötü bir hazı damakda pervazsızca bırakmak..
Ne olduğu belirsiz bir kara tahtadaki
Okunmuş yazılara çanak tutmak,
Sevda sarhoşu kör talihe çomak sokmakdı
Serin bir havaya rehin ankara seherinde…
Şimdi, Eskiyi acılara bulamadan hatırlamak,
Sevinçlerin namından sayılmalıydı
Tecrübelerin zorunlu kullanıldığı vakitlerde.
Herşey eskisi gibi mi?
Herşey eski mi?
Herşey eskidi mi?
Sorulara cevap bulmak kördüğüm hatıralarda.
Olduğu gibi ne kaldı ki,
Göründüğü gibi olduğu zamanlarda.
Mutluluğun bol kepçe ile dağıtıldığını sanmıyorum.
Küçük şeylerin mutlu sayılmadığı teredüt içindeki doyumsuzluklarda.
Beklentiler umut olur
Herşey olağan sayılır
Eskilere nur yağdığında.
Sevgiye kabulüm,
Herşeye yeniden başladığımda…
20.04.2001
22:00