Akıp giden zamanın sorgusundayım.
Art arda gelen kayıpsız bir ömrün
telaşında.
Nasıl olur da
Sevgiye teğet bir aşkın avlusunda
Sızıntı bir özlem iken.
Neden,
Hüzüne adap öğretir acılar.
Bilinmez…
Sakin görünüme sahipde olsa
Hiç geçmezmi gözlerde karartı,
Korku vicdanlara esir
Geçmiş tevazu göstermez
Sıkıntı rüzgarda savrulur
Yüzde ellidir eldeki esinti.
Hep aynı terane zikredilirken
Gündüz gecede avunur
Sessizlik resmi şahit.
Sensizlik dağınık bir hayal.
Ben aynı yollarda seyyah
Rengin tenimde ev hapsi
Unutamadığım ne kaldı derken
Şimdi yüreğime
yalnızlık bulaştı.
01.11.2011 Saat 18:14